top of page
  • Yazarın fotoğrafıBuğçe Ağca

Çevre Dostu Şirket Politikalarının Kurumsal İtibar İçin Önemi Nedir?

Güncelleme tarihi: 1 Tem 2022




Çevre dostu politikalar uygulayarak şirketler birçok olumlu fayda sağlayabileceklerdir. Gelecekteki tüketim anlayışı içinde var olmak isteyen şirketler bugünden sürdürülebilir şirket olma yolunda adımlar atılmalılardır. Aksi hal ve tavır içinde olan şirketler yok olmaya mahkûm olacaktır. Toplum nezdinde her geçen gün çevre bilinci hassasiyeti artmaktadır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, toplumun %70'i insani faaliyetlerin iklim değişikliğine neden olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda sorumsuz davranışlar sonucunda bozulan ekolojik dengenin yine insanlığın yaşam alanını tehdit ettiği düşünülmektedir. Döngüsel olarak bakıldığında sorumsuzca davranışlar sonucunda gezegenin ömrü ve toplumun refah seviyesinin her geçen gün azalacağı düşünülmektedir. Özellikle pandemi sonrası davranış biçimlerinde sorumlu üretim ve tüketim daha odak noktası olmaya başladığı görülmüştür. Araştırmalar sonucunda çevre sorunlarının insanlık için sağlık sorunları kadar önemli bir hale gelmiş olduğu görülmüştür. İnsanlık için çevre sorunlarının pandemi yaşanmış olmasına rağmen çevre sorunları kadar odak noktaya gelmesi farkındalığın ne denli arttığını göstermiştir.


Çevre bilincinin bulunuyor olması şirket karlılığını olumlu yönde etkilemektedir.


Şirketlerin sürdürülebilir anlayış içinde olması verimliliklerini etkilemektedir. Pandemi süreci ile başlamış olan hammadde arayışı şirketlere büyük ölçekli zararlar vermiştir. Sıfır atık, karbon denkleştirme vb. eylemlerin içinde bulunarak hem vergi indiriminden faydalanabilecek hemde sorumlu yatırım anlayışı içinde birçok tüketici ve yatırımcı bulabilecektir. Sürdürülebilirliğe yatırım yapılması birçok açıdan kazanç oluşturacaktır. Sürdürülebilirlik ile yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelerek enerji tedarik problemi çekmeyen veya sıfır atık ile kendine hammadde sağlayan şirketler riskli süreçleri daha iyi atlatabileceklerdir.


Örneğin; son dönemlerde yaşanan pandemi, savaş, deprem veya toplu istifa gibi birçok süreçten şirketler etkilenmeyerek büyümeye devam edebileceklerdir. Aynı zamanda sorumlu üretim ve hizmet anlayışı içinde bulunan şirketlerde toplu istifa sürecinin daha az olduğu görülmüştür. Sürdürülebilirlik ile riskleri en aza indirmeyi başaran şirketlere yatırım artacak ve aynı zamanda paydaş memnuniyeti de sağlanmış olacaktır. Sürdürülebilirliğe önem veren şirketlere yatırım yapmayı tercih edeceklerdir. Araştırmalar göstermektedir ki sürdürülebilirliğe yatırım yapan şirketler diğer şirketlere nazara 14 kat fazla büyümüştür.


Kredi ve yatırımlarda ek kaynak olarak faydalanma imkânı bulabilecektir.


Yapılan araştırmalara göre, 2016-2020 döneminde yurt dışında yerleşik kişilerin Türkiye'deki doğrudan yatırımlarının tutarı toplam 33 milyar 348 milyon dolara ulaşmıştır. Doğrudan yabancı yatırımların bölgelere göre dağılımına bakıldığında, 21 milyar 526 milyon dolar ile ilk sırada Avrupa ülkeleri yer almıştır. Hollanda ve İngiltere en çok yatırım yapan ülkeler olmuştur.


Dünya genelinde birçok banka ve finans kuruluşu paydaşları ile iklim krizinin oluşturacağı risklerin etkilerini nasıl azaltılacağına odaklanmaya başlamışlardır. İklim krizi neticesi oluşacak krizler ile hem piyasanın etkilenmesinin önüne geçmek istemiş hemde kendi kurumsal itibarlarını arttırmışladır. Kazan-kazan modeli ile hem dikkat küresel ısınmaya karşı dikkat çekerek hizmet gösterdikleri kitleyi genişletmişler hemde aynı zamanda duyarlı bir marka kimliği yaratarak görünürlüklerini sağlamışlardır. Kredi portföylerinde her geçen gün sürdürülebilir kalkınma amaçlarına yer vereceklerini söyleyerek politikalarını devam ettirmişlerdir.


Şirketler sorumlu yatırım kapsamında yatırım almak ile kalmayarak aynı zamanda kredi imkanlarından faydalanabilmektedirler. Şirketlerin maddi kaynaklarını arttırmalarına imkân tanıyan kredilere giden bir yol olmaya başlamıştır.


Kadınların şirketiniz için üretici, tüketici, çalışan veya paydaş olarak dahil olmasını sağlamak için çevre duyarlılığını arttırmalı ve sürdürülebilir bir politika izlemelisiniz.


Çevre bilincinin, kadın ve erkek nezdinde bakılmadan yüksek olduğu bir toplumda yaşamaktayız. Ancak araştırmalar göstermektedir ki, kadınların erkeklere göre yaşadığı çevreye daha duyarlılardır. Doğaya daha duyarlı ve sorumluluk bilinçlerinin daha yüksek olduğu görülmüştür.


Aynı zamanda son dönemde yapılan araştırmalar, kadınların erkeklerden daha çevreci davranışlar sergileme eğiliminin olduğunu göstermiştir. Erkeklerin kadınlara nazaran ile çevreyi daha fazla kirlettiğini gözlemlenmiştir. Ek olarak geri dönüşüme daha az önem verdikleri anlaşılmıştır. Bununla birlikte, bireysel olarak karbon ayak izi bırakmamak için daha az dikkatli davranışlar sergilemiş oldukları gözlemlenmiştir.


Sonuç olarak, sürdürülebilirliğin sağlanması ile birçok fayda sağlanacağı öngörülmektedir. Şirketlerin toplum genelinde markalarına gelen talepleri arttırmaları geçmişe nazaran daha önemli ve kritik bir yere gelmiştir. Bunun için şirketlerin sürdürülebilirlik anlayışlarını kapalı ve dar bir açıdan bakmamaları rakipleri ile arasındaki farkı arttıracaktır.


Yazar:

Buğçe Ağca


Kaynakça:

26 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page