top of page
Yazarın fotoğrafıÇağın Ergün

Yeşil Şehir Olarak Felaketlerin Önüne Geçilebilinir Mi?

Güncelleme tarihi: 17 May 2023


Dünya nüfusunun yüzde 60’ı kentsel alanlarda yaşamaktadır. 2050’ye kadar kentsel alanlardaki nüfusun yüzde 70’e çıkması beklenmektedir. Kentsel alanlar iklim değişikliğinin yanı sıra sosyal uyumun zayıflamasından da mustariptir. 2050 yılına kadar iklim değişikliğinin yaşamsal koşullar üstündeki olumsuz sonuçları dramatik olacaktır. Dirençli yeşil alanlar ve sürdürülebilir kentler yüksek sıcaklık, aşırı yağış ve bunun sonucunda sel ve aşırı kuraklıkla başa çıkmada önemli bir güçtür. Günümüzde çoğu şehrin çevresel bozulma, trafik, yetersiz altyapı, temiz su ve atık yönetimi konusunda eksiklikler yaşadığı bilinmektedir. Şehirler, dünyanın sadece yüzde 3’ünü kaplarken, enerji tüketiminin ve karbon emisyonlarının yüzde 70’ine sebep olmaktadır. Bu nedenle, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir kentler yaratmak Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin en önemli önceliklerinden biridir.


Yeşil şehir, gelecekte sosyal, ekonomik, çevresel etki ve mevcut nüfus için esnek yaşam alanı dikkate alınarak tasarlanmış bir şehir planlamasıdır. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 11, yeşil şehri sosyal sürdürülebilirlik ve ekonomik sürdürülebilirlik sağlayan şehirler olarak tanımlamaktadır. Odak noktası aynı zamanda gerekli enerji, su ve gıda girdilerini en aza indirmeyi ve atık, sera gazı, metan ve su kirliliğini büyük ölçüde azaltmayı da içermektedir. İdeal olarak yeşil bir şehir, ekoloji, ekonomi, politika ve kültürden oluşan dört alanda kalıcı bir yaşam biçimi yaratan bir şehirdir. Avrupa Yatırım Bankası, yenilenebilir ulaşım, enerji verimliliği, sürdürülebilir konut, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi alanlarda uzun vadeli stratejilerin geliştirilmesinde kentlere yardımcı olmaktadır. Avrupa Yatırım Bankası son sekiz yılda kentlerin iyileştirilmesi için 150 milyar Euro’dan fazla harcama yapmıştır.


Yazar:

Çağın Ergün


Kaynakça:

Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page