top of page
Mina Üstün

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK NEDEN ÖNEMLİ?

Güncelleme tarihi: 29 Tem 2022


Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin yaptığı bir araştırmaya göre, insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı ve büyük miktarda doğal kaynak tüketilmiştir. Son 40 yılda özellikle çok ciddi miktarlara ulaşmış, eskisine nazaran dört beş katlık bir artış göstermiştir.


Farkında olmadan kazanılmış olan birçok alışkanlığın çevreye düşünüldüğünden daha fazla zarar verdiği görülmüştür. Kazanılmış olan alışkanlıkların değiştirilmesi ve çevreci bir hale gelmesi insanlık için küçük fakat gezegenin yaşanabilir olması adına oldukça büyük bir adım olacaktır.


Yapılan araştırmalar göstermektedir ki dünya nüfusunun sadece %20’si, doğal kaynakların %86’sını tüketmektedir. Kaynaklar hızlı ve ihtiyaç olmadığı halde hızlı bir şekilde tüketilmektedir. Bu durum alışkanlıkların derhal ve kalıcı olarak değiştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Bireylere israf bilinci farkındalığı oluşturacak kampanyalar yaratılarak derhal müdahale edilmelidir. Kaynakların kullanımı artık bir dünya meselesi haline gelmiş ve gerek devletlere gerek özel sektöre müdahale ve çözüm önerisi bulmada büyük bir görev düşmeye başlamıştır. Toplumda yer alan her kesim özverili ve duyarlı davranarak kaynaklara sahip çıkacak davranışlar göstermelidir.


Sürdürülebilir Olmak Aslında Doğal Kaynaklara Sahip Çıkmak Mıdır?


Konu doğal kaynaklara “sahip çıkmak” olunca sürdürülebilirlik kavramı devreye girmektedir. Ancak sürdürülebilir davranışlar içinde olunarak doğal kaynaklar korunabilecektir. Bu yüzden sürdürülebilirlik anlayışı içinde olan şirketler hem toplum nezdinde hemde yatırımcılar nezdinde etki yaratmaktadırlar.


Sürdürülebilirliğin Sağlanması İçin Çalışılması Gereken Temel Alanlar Nelerdir?


Birleşmiş Milletler Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonun yapmış olduğu tanıma göre, sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılayan kalkınmadır. Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaları sadece doğal kaynakların yok olmasına bağlı değildir. Aynı zamanda etik ve ahlaki değerlerin uygulandığı, eşitliğin sağlandığı bir toplum düzeni kurulmalıdır. Sürdürülebilirlik bu yüzden toplumun her alanına sirayet ederek genişleyen bir kavram haline gelmiştir. Sürdürülebilirlik beş ana başlıkta ilerleme göstermeye başlamıştır. Çevre, ekonomi, kültür, sosyal ve teknoloji alanlarında ilerleme göstermektedir. Dünya markası haline gelen şirketler ve kuruluşlar, sürdürülebilirlik alanında başı çekmektedirler. Bu sayede sürekli gelişen ve değişen dünyaya uygun dinamik yapılı bir sürdürülebilirlik çalışmaları yapmaktadırlar.


Çevresel boyutta olan sürdürülebilirlik ile doğal kaynakların kendilerini yenileyebilecekleri bir oranda tüketilmesi hedeflenmektedir. Bir başka deyişle doğal kaynakların israf edilmesinin önüne geçilmektedir. Böylece gezegenin ekolojik sistemi dengede tutularak ömrü uzatılmaktadır.


Ekonomik boyutta olan sürdürülebilirlik ile herkesin iyi bir refah seviyesinde yaşadığı bir ekolojik sistem oluşturma ideali vardır. Beslenme ve barınma için yeterli malvarlığına erişilebilen bir düzen kurulmak istenmiştir. Şirketler ekonomik boyutta sürdürülebilirliği sağlamak adına kurum içi TBL olarak geçen Üçlü Alt Çizgi satırlarına bakmaktadırlar. Üçlü alt satır ile insan, gezegen ve karlılık ölçülerek dengeli ve adil bir ekonomik boyut sağlanmaktadır.


Küresel boyutta olan sürdürülebilirlik ile sağlıklı topluluklar yaratılmak istenmektedir. Kişisel ve toplumsal haklara saygı gösterilen ve tüm insanları kapsayan çözüm önerileri ile bir ilerlenme beklenmektedir. Ayrımcılığın her türüne karşı korunma sağlanması adına hareket edilmektedir.


Sosyal boyutta olan sürdürülebilirlik ile aslında kamu politikaları kastedilmektedir. Sürdürülebilir kamu politikası ile yoksulluk ve açlık, iyileştirilmiş eğitim standartları, cinsiyet eşitliği, insan hakları ve iklim değişikliği gibi alanlarda uluslararası ve ulusal standart çerçevesinde hareket eden şirketler burada sürdürülebilir kabul edilmektedir. Kamu nezdinde kabul gören davranışlar içinde hareket etmekte olan kurum ve kuruluşların sürdürülebilir çalışmalar sergilememe imkanı yoktur.


Teknolojik boyutta olan sürdürülebilirlik ile yeni teknolojiler takip edilerek ekolojik denge ve insanlık için olumlu sonuçlar elde etme kastedilmektedir. Verimliliği ve israfı önleyen teknolojik gelişmeler takip edilerek toplumda alışkanlık haline gelmiş yanlış davranışların önüne geçilmektedir. Aynı zamanda yanlış etkileşim ve teknoloji kullanım biçiminin önüne geçilerek olumlu yönde ilerleme kaydeden bir ekonomik düzen oluşturulabilenecektir.


Sonuç olarak, sürdürülebilirlik sadece doğal kaynaklara sahip çıkmak ile sağlanamamaktadır. Aynı zamanda dinamik bir yapı içinde bulunarak birçok sorun ve problemin en kolay ve kalıcı çözümün bulunması ile sağlanmaktadır. Sürdürülebilirlik sağlanırken çevre problemlerinin yanı sıra sağlıklı, ahlaklı ve etik değerler ışığında hareket eden ve toplum nezdinde fark yaratan kurum ve kuruluşlar kalıcı ve güvenilir olmaktadır. Bu yüzden sürdürülebilirlik alanında her yapılan çalışma kurulan markanın itibarı açısından bir tuğlayı ifade etmektedir.


Yazar:

Mina Üstün


Kaynak:


40 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page