Günümüzde, sanat ve sürdürülebilirlik birbirine sıkı sıkıya bağlı kavramlar haline gelmiştir. Sanatın toplumu aydınlatma ve farkındalık oluşturma rolü, sürdürülebilirlik kavramının toplumda yaygınlaşması açısından son derece önemlidir. Sanatçıların eserlerinde sürdürülebilirlik konusunu işlemesi ve bu sayede kamuoyunu bilinçlendirmesi, sürdürülebilir bir toplumun oluşumunda kritik bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, sanatın toplumsal farkındalığı artırarak sürdürülebilirlik alanında ilerleme kaydetmesi oldukça gerçekçi bir hedeftir.
Dünya genelinden örnekler incelendiğinde, öncelikle Londra'daki Green House Tiyatrosu dikkat çeker. İngiltere'nin ilk sıfır atık tiyatrosu olan bu mekânda, kostümler ve aksesuarlar ikinci el olarak satın alınmakta ve kullanılmadığı zamanlarda diğer toplulukların kullanımına sunulmaktadır. Tiyatro binası geri dönüştürülebilir malzemelerden inşa edilmiş olup çatısı güneş ışığını geçirebilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu yaklaşım, enerji tasarrufu ve sürdürülebilirlik ilkelerinin bir arada işlendiği bir örnektir.
Diğer bir örnek ise Vietnam'daki EcoKid Anaokulu'dur. Merakı ve deneyimi teşvik eden bu okul, çocuklara doğayla iç içe eğitim alanları sunarak öğrenmeyi deneyimlerle pekiştirir. Binanın tasarımı, çocukların doğayla etkileşim halinde olabileceği üç avlu ve oyun alanlarına odaklanmıştır.
Son olarak, Avustralya'nın Melbourne kentinde Decibel Mimarlık tarafından tasarlanan Avustralya'nın ilk karbon nötr ofis binası incelenebilir. Bu ofis binası, enerji tasarrufu sağlayan renkli panellerle donatılmıştır ve gün ışığını en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmıştır. Ayrıca, atık suyun arıtılmasına yardımcı olan sistemler ve yağmur suyunun toplanacağı çatı gibi özellikler de bulunmaktadır.
Bu örnekler, sanatın sürdürülebilirlikle nasıl birleştiğini gösterirken, sürdürülebilirlik farkındalığının sanat aracılığıyla nasıl arttığını ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, sürdürülebilirlik konusunda sanatçıların rolü giderek daha da önem kazanmaktadır.
Yazar:
Zeynep Begüm Keleşoğlu
Kaynak: