Dünya 4 milyar boyunca son yüzyıllarda olduğu kadar kirlenmemiştir. Kirlilik yıllar geçtikçe artmış ve en sonunda iklimlerin ve ekosistemlerin değişimine sebebiyet vermiştir. 1800'lerden bu yana konvansiyonel enerji yakıtlarının kullanılması iklim değişikliğin ana nedeni olarak görülmüştür. Özellikle kömürün kullanımı gezegenin kirlenmesinde çok büyük bir etmen olmuştur. İnsan faaliyetlerinde petrol ve gaz gibi fosil yakıtların kullanımı nedeniyle süreç hızlanmıştır. Yanlış enerji kullanımı değişimin hızlanmasındaki ana itici gücü oluşturmuştur.
İklim değişiklikleri insanlığı tehdit eden en büyük sorun olmaya başlamıştır. Temiz hava ve su kaynaklarının yok olması ile adil gıda dağılımı olmayacak, başta astım gibi birçok solunum hastalıkları artacak veya sel gibi doğal afetler sonucu barınma sonu doğacaktır. Kısaca küresel ısınma sağlığımızı, gıda yetiştirme şansımızı, barınmamızı ve güvenliğimizi olumsuz şekilde etkileyecektir. Küresel sıcaklığın 1,5 dereceyi geçmemek üzere sınırlanması gerekmektedir. Ancak yapılan araştırmalar bu yüzyılın sonunda sıcaklık artışının 2,8 derecelere çıkacağını göstermektedir. Yaşanacak felaketler dur demek için herkes elini taşına altına koymalı ve önlemler almalıdır. Bu durum karşısında endişeli ve bilinçli toplumlarda yeni kavramlar doğmaya başlamıştır. ‘’İklim Aktivistliği’’ de bunlardan biridir.
İklim aktivistliği dünya savaşları sonrası ve sanayileşmenin artışı ile toplumsal bir harekete dönüşmüştür. Yıllar içeresinde manifestolar ve protestolar ile hayat bulmuştur. Halkın ve hükümetlerin çevresel yanlışlarına karşı farkındalık yaratmak amacı ile çalışırlar. Fakat toplumları harekete geçirmenin yanı sıra artık farklı misyonlar da edinmeye başlamışlardır. Halkın veya kamuoyunun desteğini almak artık hükümetleri etkiliyor olsa dahi çözüme ulaştırmıyordur. Yetersiz bir çözüm olarak beklenen etkiyi ve hareketi yakalatmıyordur. Bunun en önemli nedenin hükümetlerin değişimi ile her seferinde sürece yeniden başlanması olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden aktivistler yüzlerini iş ve finans dünyasına çevirmiştir.
Özel sektörün her geçen gün devletler karşısında büyümesi hatta belli başlı markaların cirolarının devletlerin GSYH geçmesi ile bu hedefin meşruiyeti de artmıştır. Gerçek gücü elinde bulunduranların değişmediği takdirde gerçek değişimden bahsetmek doğru olmayacaktır. Bu yüzden tek yolun özel sektörü dahil etmek olduğu anlaşılmış devletler veya Birleşmiş Milletler gibi oluşumlar tetiklenerek özel sektör yeni bir terimle tanıştırılmıştır. ESG kavramı artık hayatlarına girmiş olup Türkçe karşılığı olan çevresel, sosyal yönetişim odaklı dönüşüm özel sektörde başlamıştır. İklim aktivistleri o kadar büyük bir işe imza atmışlardır ki geleceğimizi kurtarmak üzere gerçek sorumluları ayuka çıkartıp ellerini taşlarının altına koymalarını sağlamışlardır. Aktivistler halk gözünde ne kadar abartılı ve radikal dursalar da (son dönemlerde sanat eserlerine verilen zarar vermeleri vb.) bu adımları atmış olmaları geleceğimiz için elzemdi.
Dünya’nın bizim için dönmeye devam etmesi ve tek umudun başka gezegenlere kaçış olmaması adına doğayı korumak her insanın birincil görevi olmalıdır. Bu yüzden iklim aktivistliği geleceğimizi kurtarmak adına en önemli güçlerden birisidir.
Yazar:
Çağın Ergün
Comments