Uluslararası Sosyal Adalet Günü olarak da bilinen Dünya Sosyal Adalet Günü, sosyal adaleti desteklemek ve dünyadaki eşitsizlikleri azaltmak için her yıl 20 Şubat'ta kutlanmaktadır. 2007 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından, tüm insanlar için barış ve refahın sağlanması adına sosyal adaletin önemi konusunda farkındalık yaratmak amacı ile belirlenmiştir.
Irk, cinsiyet, din, milliyet veya sosyal statülere bakılmaksızın tüm bireylerin haysiyetini, haklarını ve özgürlüklerini koruyan kapsayıcı toplumlar inşa etmek için sosyal adaletin gerekli olduğu hatırlatılmıştır. Çeşitli kurum ve kişiler, yoksulluk, ayrımcılık, insan hakları ihlalleri ve ekonomik eşitsizlik gibi sosyal adaletle ilgili konuları tartışmak ve daha adil ve eşit bir dünya yaratmak için harekete geçmek üzere bir araya gelmektedirler.
2023 Dünya Sosyal Adalet Günü'nün teması ise "Yeşil ve Kapsayıcı Bir Ekonomi İnşa Etmek" olmuştur. Ekonominin sosyal adaleti şekillendirmede önemli bir rol oynadığı kabul edilmiştir. Daha sürdürülebilir ve eşitlikçi bir ekonomik modele geçişin acil ihtiyacı vurgulanmıştır. COVID-19 salgını, toplumda yer alan mevcut eşitsizlikleri şiddetlendirmiş ve marjinalleştirilmiştir. Aynı zamanda toplumları orantısız bir şekilde etkileyen iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybı gibi çevre kaynaklı sorunların acilen ele alınması adına bu yılın teması sürdürülebilirlik olarak belirlenmiştir. Hükümetlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin, herkes için fırsatlar yaratan ve gelecek nesiller için gezegeni koruyan yeşil ve kapsayıcı ekonomik politikaların desteklenmesi amacı ile çalışmaya çağrılmaktadırlar.
Kahramanmaraş merkezli olup on ayrı şehrimizi etkileyen deprem afeti sonrasında, sosyal adaletin önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Özellikle bölgedeki dezavantajlı topluluklar ve onların deprem sonrasında yaşadığı süreç, sosyal adaletin ülke çapında tüm devlet ve devlet dışı kurumlar tarafından tesisinin gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Uluslararası sosyal adalet günü de bu misyonun dünyaya hatırlatılması yolunda atılan önemli bir adımdır. Deprem sonrası sürecin daha rahat konsolide edilebilmesi ve oluşan travmaların kaybolması ancak toplum içindeki sosyal adaletin tesisiyle mümkün olacaktır. Sürdürülebilir kentler oluşturularak hem çevre dostu olan hem refah seviyesi yüksek olan toplumlar oluşturulacaktır.
Yazar:
Buğçe Ağca
コメント