top of page
  • Yazarın fotoğrafıÇağın Ergün

Anti - ESG Nedir?

Günümüzde şirketlerin hayatta kalabilmesi için sadece üretim ve kar ediyor olmaları yeterli değildir. Bir şirket kendi adına sürdürülebilir bir gelecek yaratmak istiyorsa, çevresel etkilere, çeşitliliğe, kapsayıcılığa, etik kurallara ve şeffaflık gibi faktörlere önem veriyor olmalılardır. Paydaşlar ve yatırımcılar artık şirketlerin sorumluluk sahibi olup olmadıklarına da bakmaktadır. Yapılan araştırmalar tüketicilerin %87'sinin önemsedikleri bir konuyu savunan bir şirketten ürün satın alma olasılığı daha yüksek olduğunu göstermiştir. %76'sının ise bir şirketin inançlarına aykırı bir konuyu desteklediğini öğrendiklerinde o ürünü satın almayı reddedeceklerini göstermiştir.


Bir şirketin sorumluluk sahibi sıfatını kazanmada en büyük yol göstericisi ESG kriterleridir. Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim, yani ESG yatırımcı ve paydaşların yatırım kararlarını alırken şirketlerin sürdürülebilir varlıklarını ölçmekte ve bu varlıklara ilişkin riskleri hesaplamada kullanılmaktadır. ESG endüstrisi dünyada 53 trilyon dolar yatırım değerine ulaşmıştır ve 2026 yılına kadar bu rakamın iki katına çıkabileceği öngörülmektedir.


Geçtiğimiz günlerde, Amerika Meclis ve Senatosu, fon yöneticilerinin yatırım yaparken ESG faktörlerini göz önünde bulundurabilmelerini sağlamak için tasarlanmış olan Çalışma Bakanlığı’na ait kuralları bozan bir yasa çıkarmıştır. Başkan Biden ise ilk vetosunu bu yasa karşısında kullanmıştır. Bu veto aşırı sol bir hamle olarak nitelendirilmiştir. Hayata geçmesi istenen yasa, yatırımcıların ESG teşvikli yatırım yapmasını engellemek istemektedir. Trump döneminde ESG yatırımları çokça kez sekteye uğratılmak istenmiştir. İklim değişikliği muhtemelen uzun vadede küresel piyasaların karşı karşıya olduğu en büyük risktir. Bu nedenle yatırımcılar, kendi uzun vadeli getirilerini en üst düzeye çıkarmanın bir yolu olarak, en iyi konumda olan şirketlere yatırım yapmak için net bir finansal teşvike ihtiyaç duymuşlardır.


ESG yatırımcıları, petrol şirketleri de dahil olmak üzere karbon yoğun sektörlere gereğinden az ağırlık verme eğilimindedir. Bu şirketlerin yöneticileri ESG mutabakatının hisse fiyatları üzerinde baskı oluşturduğundan endişe etmektedir. ESG yatırımlarını caydırmanın bu hisseleri yükseltebileceğine dair olumlu temenniler vardır.


Meclis ve Senato’daki çoğu bürokratın yakıt sektöründeki hisseleri ESG sebebi ile düşüş yaşaması siyasi bir fırtınaya dönüşmüştür. Cumhuriyetçiler 2024 seçimleri için iklim bilincine sahip her şeyi aşırı sol bir gündemin parçası olarak sunarak kararsız seçmenlere ulaşmayı hedeflemektedir. Bu çaba ülke eyaletlerindeki yasa koyucular tarafından da desteklenmektedir. Çoğu ESG yatırımcısı kara listeye alınmakta ya da kısıtlanmaktadır. Anti- ESG kampanyası ne kadar ana akım bir hal alsa da ESG yatırımları gün geçtikçe yükselmektedir. Yeşil yıkama gibi konuları öne süren Anti-ESG savunucuları ne kadar uğraşsa da Avrupa’daki CSRD gibi yeni geliştirilen sistemlere karşı kazanmaları mümkün değildir. Bu şirketlerinin hayatta kalma pahasına yaptıkları siyasi nefret dili kendi maliyetlerini arttırmakta ve kârın düşmesine sebebiyet vermektedir. Çünkü dünyayı kurtarma pahasına çalışan şirketleri halk ayakta tutmaya devam edecektir.



Yazar:


Çağın Ergün

5 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page